– 3 – Bombacı Azize

BOMBACI AZİZE

Tinne sonra yatılı okula gitti. Çünkü, “öyle gerekmişti”. Tinne’ye bu sihirli sözcükleri söylediklerinde her şey normale dönerdi.

Peder, uzak diyarlarda kendi kilisesini açmaya gitmişti. Dönmemecesine.

Annesi Azize Hanım, sabahtan akşama rol yapmalıydı. Konferanslar ona yeterince gelir getirmiyordu çünkü.

Dede Kolombo, genellikle kendi başınaydı. Kâh bahçeyi kazıp define arar, kâh balık tutar, sonra da tuttuğu balıklarla karşılıklı rakı içerdi. O evde herkes, kendi hikayesini yazardı.

Nine’yi mi soruyorsunuz? Neden onu sormak aklımıza hep geç geliyor? 

Kocası bahçede define araştırırken, o da bohçalarında sakladığı kendi şahsi altınlarını düzenlerdi. Allah için çok temiz, titiz, düzenli bir kadındı. O evin kadını bir tek oydu zaten. Başka kimse ne kadındı ne de kadın olabilmişti.

Bıradırlar?  Bıradırlar da bir çete kurmaktaydılar. Daha doğrusu, ileride kuracakları çetenin temellerini atmaktaydılar. Her sabah kalkar birbirlerine göz kırparlardı.

Tinne kendisini umursamayan bu diğerlerini çok severdi. Çünkü onlar birileriydi. Hepsinin birer mübarek ismi bile vardı. Çok çok ilerki zamanlarda onlara ‘ata’ diyecek, ruhlarına her daim köpük sıkacaktı.

Tinne çantasını alıp yatılı okula gittiğinde başına gelecekleri bilmiyordu. Aslında yatılı okula gitmese de olurdu ama annesi bir gece bütün okulları havaya uçurduğu ve geriye bir tek bu okul kaldığı için, tereddütsüz olarak bu okula göndermişlerdi onu. (Azize Vagna, o gece, içinde uyuyan çocuklara acımış olacak.)

Okulun kapısını çalarken, elinde tuttuğu çantada diğer çocukların giymediği şeyler vardı. Kimi büyük, kimi bol, kimi süslü, kimisi de erkek çocuk için. (Tinne yaşına başına bakmadan giysilerini hep çok iyi taşımıştır.) Pembe ve şifon, üstelik fırfırlı, ayrıca ona iki beden büyük pijamayla yatakhanede gezinirken komik olmamayı nasıl başarıyordu, biz bile anlamadık.

Bir cadı öğretmeni vardı ki evlere şenlik! Annesinin havaya uçurduğu okullardaki öğretmen süprüntüsü karılara hiç benzemiyordu. Korkudan üç buçuk atıyordu bu kadın. Belli ki havaya uçurulmak istemiyordu.

Boş zamanlarında ve yaşı iyice küçükken gittiği o meşhur kolejde kimler yoktu ki kimler? Süslü ve apartman topuklu karılar, gödelek, bakımsız, paçoz karılar, yerli malı meyveleri ile süslü göstermelik masalar, sümüklü ve zengin Ermeni çocuklar, gurbetçilerin sarışın mavi gözlü ve de babaanneye emanet edilmiş çocukları, ev hanımlarının bakımlı ve gürbüz çocukları (gürbüzlükleri poğaçadan olacak), sinirli ve patron bir adam, sendika, grev, lokavt ve fiyasko bile vardı.

O sayfa da kapandıktan sonra (annesinin meşhur bombaları ile) yatılı okula kapağı zor attı Tinne.

Artık annesi kendi derdindeydi. Bir süre bir yerleri bombalamazdı. Keriduyn Abi’yle sevgili olmuşlardı. Kolombo ve karısı, Kestanbol içlerine taşınmıştı. Kim kime dumdumaydı.

Duyduğuna göre bıradır çetesi de sekteye uğramıştı. Bu onların ilk sekteye uğrayışları olacaktı. Küçük bıradır da bir yatılı okula postalanmıştı. Büyük bıradır ise evde bekçilik yapıyordu. İşten ve mutsuzluktan arta kalan zamanlarında.

Yatılı okulda ilk zamanlarda zorlanmıştı tabi. Her evli ama evsiz çocuk gibi. Anneler çok meşgul, babalar gidik olduğunda çocukların oraya bırakılması alışıldık bir şeydi.

Ama alışılmadık bir şey vardı, hayalet arkadaşlar. Yatılı okuldaki çocukların hayalet arkadaşları vardı ve onun da hemen bir tane edinmesi gerekiyordu.

Önceki Sayfa           Sonraki Sayfa

Defne Ilgaz, Rıfat Ilgaz, Afet Ilgaz, Absürd, Absürt, Mizah, Otobiyografi, Eğlenceli yazılar, Gülmece, Hiciv, Taşlama, Edebiyat, Roman, Deneme, Şiir, Tinne, Saçmalardan Seçmeler, Saçma,Acaip, Acayip, Acayip Dünya, Kadın, Komik, Komik kadın, Gülmece Güldürmece, Sıra Dışı, Fantastik