– 21 – Makriköy

MAKRİKÖY

Vagna ve kaçlı çetenin asla vazgeçmeyeceğini anlamıştı. Ama Karadümbüklülerle Tartaryan’ın da işin içinde olduğunu anlayamamıştı.

Her gün odasının bir yerlerinde ya da eşyalarının arasında beşgen muskalar buluyordu. Hatta annesi o kadar ileri gitmişti ki zorla ağzına iksirler döküyordu.

Daltonlar Vagna’daki definenin ona ait hissesine göz diktikleri için onu ortadan kaldırmak istiyordu, tamam bunu anlayabilirdi. Annesi Azizelik haklarından yararlanmak için onu zorla evde tutmaya çalışıyordu, onu da az buçuk anlayabiliyordu. Kızına karşı gittikçe kötülük dozunu arttırdığı için kızı bir gün bir yerlerde onun bu yaptıklarını anlatabilir diye korktuğundan 101 Dalmaçyalı’yı da yardıma çağırmıştı, bu da anlaşılabilirdi. Onlar da azıktaşları Eydin’i Peder’in tek varisi yapmaya çalışmaktaydılar, bu da okeydi. Peki neden Vagna her gün dilfonda Karadümbüklülerin reisi olan uzun ihtiyarla, konuşup duruyordu?

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Tartaryan denen bızdık neden ayağının altında dolaşıp duruyordu? Tımarhaneden yeni çıkmıştı ve Exford’da ders vermeye devam ediyordu ama arta kalan zamanlarda muhakkak bütün bu sorulara cevap aramaktaydı.

Her gün okula giderken suratına Tartaryan maskesi takmış cüce adamlar, yol boyu dizilip ceket iliklerken, Tartaryan da mavi metalik boyalı helikopteriyle üstlerinde pırpırlıyordu ama Tinne bu gördüklerini hakikatten saymıyor, daima pas geçiyordu. Bunlar hep gösteriş, diye omuz silkiyordu her seferinde. “Bir gün Harapların petrolü bitecek sizin de paranız. Elbet bir gün” diye söyleniyordu.  

Bütün bunlar olup biterken Fulu-mud’da üretilen kilmlerde Tinne gibi işkence altındaki mutlu kızlar anlatılıyor, eğer başına bunlar geliyorsa illaki hak edecek bir şeyler yapmıştır, şeklinde alt yazı da hiç eksik olmuyordu. Ah, Agarika diyordu, okyanusyanın lanetli dölü! Eydin’i yetiştiren güzel kıta! Sen nelere kadirsin. Belki bir gün Sat-lan-tis gibi geberirsin.

Kısacası herkes ondan aynı anda birbiriyle çelişen şeyler istiyordu. Vagna evde kalıp yaşamasını (ama tasmalı kukla olarak), Dalton Bıradırlar mümkünse ölmesini, mümkün olmazsa da hissesine vasi tayin edilmeyi (ama ne yazık ki tımar-evi Tinne’yi beğenmeyerek yeterince deli bulmamış, raporu da dımbıldatmamışlardı), Dalmaçyalı’lar hiç doğmamış olmasını, doğmuşsa bile gayrimeşru doğmuş olmasını, Tartaryan Tinne’nin onu hep alkışlamasını, Karadümbüklüler şeker yedirerek dişlerinin hepsini çürütmeyi istedikleri Maes’i diş hekimi yapmak istiyorlardı.

Büyü yapanlar, kilm yuvarlayanlar, fırıldak döndürenler, gösteri üfleyenler, helikopterle uçanlar, dilfondan şeker iletip, Okyanusya’dan mancınık fırlatanlar…

Tinne her gün sınıfta ders anlatmak zorundaydı. O evde yaşanacak gibi değildi artık. Maes tam da böyle bir zamanda annesine, “gel seni benim eve götüreyim” dedi.

Karadümbüklü uzun ihtiyar meğer Maes’e ev tutmamış mıymış?!.

Neden kızım, dedi, Tinne, kalbi acıyarak, midesi ekşiyerek ve suratı kızararak, neden?

Böylece daha rahat şeker yersin, dedi, uzun ihtiyar dümbük Hâr’ol Elendi ve ekledi; “hatta arkadaşlarını da çağır, toplanıp beraber yiyin. Özellikle geniş teraslı bir ev tut ki, yaz gecelerinde herkesler sizi görüp iyice özensin.”

Ya, demek öyle dedi?

Evet.

Mavi helikopter de geçti mi üzerinizden?

Yok, belki bir kuş geçer. Sen şimdi geliyor musun anne, anneannem sana çok eziyet ediyor, gel benim şeker evimde beraber kalalım.

Olur kızım, gelirim.

Aralarında geçen konuşma tam olarak böyleydi, bilmem siz Tinne’nin yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Bildiğiniz gibi Tinne dağa çıktı. Orayı anlatmıştım geçen bölümde.

Dağdan inince, karakol sokağı baskını da yaşanınca, ortalık karıştı tabi bir miktar.

Tinne baskın dönüşü, Har’ol Elendi’nin Maes’e arkadaşlarıyla şeker yesin diye tuttuğu evin terasında, Baro Başgan’la yavuklusu Deprem’e ve arkadaşlarına bir güzel ziyafet verdi.

O gece Makriköy, Makriköy olalı, böyle bir şenlik görmedi.

Etler iyi pişmişti. Çocuklar ateş yakmayı gerçekten iyi biliyorlardı. Üstlerinden geçen mavi helikoptere hep birlikte kadeh kaldırdılar.

Önceki Sayfa  Sonraki Sayfa

Defne Ilgaz, Rıfat Ilgaz, Afet Ilgaz, Absürd, Absürt, Mizah, Otobiyografi, Eğlenceli yazılar, Gülmece, Hiciv, Taşlama, Edebiyat, Roman, Deneme, Şiir, Tinne, Saçmalardan Seçmeler, Saçma,Acaip, Acayip, Acayip Dünya, Kadın, Komik, Komik kadın, Gülmece Güldürmece, Sıra Dışı, Fantastik